Mademki “BEN”sin, gel içeriye gir.


“Birisi geldi; bir dostun, bir sevgilinin kapısını çaldı;

Sevgilisi; Kimsin a güvenilir er? Dedi.

Adam; Benim… Deyince;

– Git… Dedi

– Şimdi çağı değil

– Böylesine sofrada ham kişinin yeri yok.

Ham kişiyi ayrılık ateşinden başka ne pişirebilir, ikiyüzlülükten ne kurtarabilir?

O yoksul gitti; tam bir yıl yollara düştü… Sevgilinin ayrılığıyla kıvılcımlar saçarak cayır cayır yandı.

O yanmış-yakılmış kişi pişti, olgunlaştı… Geri geldi, gene sevgilinin evinin çevresine düştü.

Yüzlerce korkuyla, yüzlerce defa edebi gözeterek kapının halkasını çaldı;

ağzından edebe aykırı bir söz çıkacak diye de korkup duruyordu. Sevgilisi;

—kapıdaki kim? … Diye bağırdı. Adam;

—A gönüller alan… Dedi,

—Kapıdaki “sensin”. Sevgilisi;

—Mademki “BEN”sin, gel içeriye gir… Dedi.

—Ev dar, iki kişi sığmıyor.”

(Mesnevi, c.1, sh.3068-3075

Yorum bırakın